Hilal Kocabaş, Gamze Yılmaz, Hatice Uğurlu

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Konya, Türkiye

Anahtar Kelimeler: Fibromyalji, hidroterapi, amitriptilin

Özet

Amaç: Fibromyalji (FM); etyolojisi belli olmayan, yaygın vücut ağrıları, belirli anatomik bölgelerde hassasiyet ve sıklıkla psikolojik sıkıntı ile karakterize eklem dışı romatizmal bir hastalıktır. Fibromyalji için standart bir tedavi rejimi yoktur. Son yıllarda nonfarmakolojik uygulamalar tedavide önem kazanmışlardır. Hidroterapi, balneoterapi ve masaj bu uygulamalar arasındadır. Biz çalışmamızda fibromyalji sendromunun tedavisinde kullanılan hidroterapi uygulaması ile oral amitriptilin kullanımını etkinlik ve yan etki profili açısından karşılaştırdık.

Hastalar ve Yöntem: Çalışmaya FM tanısı almış 51 kadın hasta alındı. Hastalar randomize olarak iki gruba ayrıldı. Birinci grup hastalar (n=20) üç hafta boyunca 15 seans hidroterapi aldılar. İkinci grup hastalara (n=31) ise sekiz hafta boyunca, 10 mg/gün amitriptilin tedavisi uygulandı. Hastalar tedavi öncesinde, tedaviden hemen sonra, 3. ay ve 6. ayda değerlendirildiler. Hastaların hassas nokta sayısı digital basınç ile ölçüldü. Ağrı yoğunluğu, sabah katılığı, deri hassasiyeti, uyku bozukluğu, yorgunluk, kas spazmı Likert skorlama sistemi ile değerlendirildi. Psikolojik durum değerlendirmesi için Hamilton Depresyon ölçeği (HDRS), fiziksel fonksiyonel kapasitelerinin değerlendirilmesi için ise Fibromiyalji Etki Sorgulaması (FES) kullanıldı.

Bulgular: Amitriptilin tedavisi alan grupta ağrı, uyku bozukluğu, yorgunluk, hassas nokta sayısı, FES ve Hamilton değerlerinde tedavi sonrasında anlamlı düzelme görüldü. Bu düzelmenin hassas nokta sayısı, yorgunluk ve FES değerlerinde üç aya kadar uzadığı tespit edildi. Hidroterapi alan grupta ise deri hassasiyeti ve Hamilton hariç tüm ölçümlerde istatistiksel olarak anlamlı düzelme elde edildi. Bu düzelmenin uyku bozukluğu, sabah katılığı, yorgunluk, hassas nokta sayısı ve FES değerlerinde üç aya kadar uzadığı, 6. ayda da FES, hassas nokta sayısı ve sabah katılığı değerlerinde istatistiksel olarak devam ettiği görüldü.

Her iki grup birbirleri ile karşılaştırıldığında ise ağrı düzeyi, uyku bozukluğu ve FES'in tedavi sonrasındaki ölçümlerinde, hidroterapi alan grupta istatistiksel olarak anlamlı düzelme olduğu görüldü.

Sonuç: Hidroterapi uygulaması daha etkin ve uzun sürelidir. Trisiklik antidepresanların yan etkileri düşünüldüğünde, yan etkisi olmayan bir tedavi metodunun seçimi hastalar adına daha faydalı olacaktır. (Romatizma 2007; 22: 91-6)